Herkese merhabaaa,
Bugün sizlere kazandığıma hala inanamadığım, mükemmel bir öğrenci projesi olan Heroes Club'dan bahsedeceğim.
Bu program Yapı Kredi Bankası tarafından bu sene dördüncüsü düzenlenen başta da söylediğim gibi mükemmel bir öğrenci programı. Yani şu anki bildiklerim benim gözümde programı "mükemmel" yapmaya yetiyor açıkçası. Önümüzdeki dönemlerde başvuracaklar için programın şartlarını, imkanlarını ve kazanmış birisi olarak atladığım bütün aşamaları ayrıntılı bir şekilde yazacağım.
Öncelikle "Hero" olmaya ilk adımı atarken, yani başvuru yaparken sahip olmanız gereken özellikler neler bundan bahsedelim:
1- Matematik ve Endüstri Mühendisliği yada İİBF bölümlerinden herhangi birinde 3. sınıf öğrencisi olmanız gerekiyor.
2- İngilizce bilmeniz gerekiyor.
3- Bankanın şartları bu kadar fakat ben 3. bir şart daha eklemek istiyorum. Kazanabilmeniz için bu özelliğe de sahip olmalısınız çünkü bence; güler yüzlülük.
Eveet bankanın sahip olmanızı istediği özellikler bu kadar. Gelelim kazandıktan sonra sahip olacağınız imkanlara:
1-Yapı Kredi Bankacılık Akademisi eğitimleri ile kişisel gelişim fırsatları. (Eğlenceli etkinliklerin olduğu kişisel gelişim kampları, iş dünyasındaki seminerlere özel davetiyeler ve IK uzmanlarından danışmanlık fırsatları)
2- Türkiye'nin her yerinde Yapı Kredi deneyimi. (Öğrenciyken part-time iş ve staj imkanı, okuldaki derslerine iş dünyasındaki uzmanlarla hazırlanma şansı, akademinin tüm öğrenme kaynaklarından yararlanma fırsatı, proje tasarımlarını ve sunumlarını IK danışmanları ile yapma fırsatı)
3- Sosyal sorumluluk tecrübeleri. ( Kurumsal sosyal sorumluluk projelerine profesyonellerle birlikte dahil olma imkanı, daha duyarlı bir toplumun gelişimi için çalışma şansı)
4- Gelelim ennnnnn can alıcı noktaya, tüm bu süreç bittiğinde -eğitim 2 sene sürüyor- Yapı Kredi'de iş imkanı.
Aslına bakarsanız 4 madde de beni heyecanlandırıyor. Her biri kariyer basamaklarını bizler için daha kolay çıkılabilir hale getiriyor çünkü.
Henüz bu fırsatları tecrübe etme fırsatım olmadığından maddeleri bankanın konu ile ilgili internet sayfasından aldım. Şimdi gelelim tecrübe ettiğim kısma, yani seçilme sürecime:
Her şey vize sınavlarıma hazırlanırken anlamını bilmediğim bir siyasi terimi internette araştırdığım sırada sözlüklerden birinde "Heroes Club!" reklamını görmemle başladı. Tam olarak şöyle bir şeydi:

Dikkatimi çekti haliyle. Girdim baktım neymiş ne değilmiş diye, iyi ki de bakmışım. Okudukça heyecanlandım, okudukça "Acaba kazanır mıyım?" dedim. Denemekte fayda var derler ya hep, kesinlikle haklılar. Denedim. www.kariyerim.yapikredi.com.tr adresinden başvurumu yaptım, aradan kısa bir zaman geçtikten sonra internetten yapılacak görüntülü bir iş görüşmesi daveti aldım. 3 tane kendimi tanıttığım soruyu cevapladıktan sonra yeniden beklemeye başladım. Sanırım 1 hafta 10 Gün kadar beklemiştim ki bir telefon geldi. Video mülakatı başarıyla geçmiş ve 1 hafta sonra yani 10 Aralık 2014 günü Genel Yetenek-İngilizce sınavına davet ediliyordum. Bu sınavın Ankara-İzmir ve İstanbul'da yapılacağını, hangi şehirde girebileceğimi sordular, tercihimin Ankara olduğunu belirttim. 1 hafta evden çıkmadan bu sınava çalıştım. Sakın endişelenmeyin o kadar zor bir sınav değildi. Fakat ben o zaman bunu bilmiyordum tabi
Haliyle çalışmayı biraz abartarak kendime nefes aldırmadım diyebilirim. Yemek yemeye bile kalkıp elimdeki kelime kartlarıyla gidiyordum. Sınav geldi çattı, bizim için İstanbul'dan kalkıp gelmiş 2 tane Yapı Kredi çalışanı gözetiminde sınavlarımızı olduk. Ben hemen heyecan yapan bir insan olarak sınavlarda biraz geriliyorum. Yine öyle bir hal içerisindeydim ki, gelen Yapı Kredi çalışanlarının güler yüzlülüğü, içtenliği aldı götürdü bütün heyecanımı. Sınav bitti ve ben tekrar beklemeye başladım. Sınavım iyi mi kötü mü geçti kestiremiyordum ve biraz umutsuzdum açıkçası. Bildiğimi yapmıştım ama ya diğerleri benden daha iyiyseler? Ya benden daha çok yapmışlarsa?
Bütün arkadaşlarım soruyordu ben de "Olmadı galiba." diyordum. Aslına bakarsanız bütün aşamalardan sonra aynı derece umutsuz olduğum için şu an arkadaşlarımın gözünde "Çalışmadım." deyip 100 alan öğrenci konumundayım 
17 Aralık günü yani sınavdan 1 hafta sonra, benim umutlarım tükenmiş aklıma bile gelmiyor artık. Türk Dış Politika dersindeyim, hocamız da münazara için beni seçmiş telefonu bıraktım çıktım tahtaya konuşuyorum da konuşuyorum - en iyi yaptığım şeydir- Bitti sırama gittim telefona baktım İstanbul'un alan kodu olan bir numaradan aranmışım. "Yok canım! Acaba?" dedim izin aldım ve dersten çıktım. Hemen geri aradım ve tahmin edin ne oldu? "Kazanmışsın.." dediğinizi duyar gibiyim evet kazanmışım ama istediğim cevap bu değildi
Aradım ve "dıt dıt dıt" sesiyle karşılaştım. Evet meşgul. Bir daha aradım yine meşgul.. İçeride ders kaçıyor, burada telefon meşgul çalıyor. Yapacak bir şey yok dedim derse girmem lazım. Son kez sınıfın kapısında arama tuşuna bastım ve telefondan gelen "Alo" sesiyle sınıf kapısının kolundan elimi çektim. Sanki o heyecandan ölennnn "Aman Allah'ımmm İstanbul numarası." diye tepkiler verenn, meşgul çaldığında başından aşağı kaynar sular dökülen ben değilmişim gibiii hiiiiç istifimi bozmadan gayet ciddi "Buyrun, beni aramışsınız bu numaradan." dedim. Evet sınavı da geçmişim ve bence seçim aşamalarının en heyecanlı ve stresli olduğu kadar en eğlenceli olan kısmına, yüz yüze mülakata hak kazanmışım. Nerede mi? Gebze tarafında Yapı Kredi Bankacılık Üssü'nde.
-ki kendisi tam olarak şöyle bir yer:
Aslında tam olarak, bu üssün içinde yer alan Yapı Kredi Bankacılık Akademisi'nde
-ki beni benden alan mükemmel akademi ise şöyle bir yer:

26 Aralık 2014 tarihinde burada yüz yüze mülakata girdim. Ama bu kadar kısa geçemem bu günü. Bize karşı nasıl davranıldığını anlatmayı kendime bir borç biliyorum. Zira ben bu kadar değer göreceğimizi tahmin etmezdim. Öncelikle bu üsse ulaşımınız, her nereden olursa olsun Yapı Kredi tarafından karşılanıyor diyebilirim. Ben yararlanmadım fakat İstanbul'un merkezi noktalarından servis kaldırılıyordu üsse. Neyse saat sabah 9'da burada olmamızı rica ettiler olduk. Bir süre bekledik, bu süre içerisinde kahvaltı etmeyenleri düşünerek çeşitli ikramlar hazırlanmış bize bunları sundular. Çok ince bir davranıştı. Sonrasında konferans salonuna alındık kapıdan girerken üstünde Heroes Club amblemi olan kutular verildi. Yerime oturur oturmaz açtım tabi, güzel ve kullanışlı hediyeler koymuşlar içlerine. Üstelik düşündüğünüz gibi eşantiyona benzer şeyler de değil. Sonra bankayı tanıtan ve ufkumuzu genişleten bir sunum oldu. Üstelik bizim katılımımızı sağlamak için sorular sordular, kendi başarı hikayelerini anlattılar. Hayatımda ilk kez sıkılmadığım bir sunuma şahit oldum.
Her birimize mülakat için saat verilmişti. Benimki 16:30 idi. Bu süre zarfında üssü gezebileceğimiz, 12:00'da akademideki yemekhanede yemek olacağı söylendi. Yanıma bir arkadaş buldum üstelik mülakat saatlerimiz de yakındı, bütün gün birlikte etrafı gezdik. Ne kadar güzel olduğunu anlatacak kadar edebi kabiliyetim yok sanırım. Her şey düşünülmüş, insan burada çalışmaktan keyif alır. Ünlü kahve dükkanlarından alternatif cafelere, yemyeşil bir bahçeden yürüyüş yollarına kadar her şey vardı. Hava da Aralık havası değilde Nisan havası gibiydi şansımıza. Her yeri gezdik. Saat 12:00 de resmen bir açık büfe havasındaki yemekhanede yemeklerimizi yedik. Buradan "Ellerinize sağlık." demek istiyorum, sakın yanlış anlamasınlar her şey çok çok çok güzeldi ben heyecandan pek bir şey yiyemedim

Bunun dışında her katta bizim için koyulmuş ikram masaları, kahve-çay makinaları vardı.
Evetttt mülakat saati geldi çattı. Heyecandan öldüm neredeyse, oysa ki hayatımda geçirdiğim en güzel günlerden biriydi. Keşke hiç bitmeseydi. İsmim söylendi ve akademideki o renkli katlardan birinde toplantı odasını andıran bir odaya girdim. Ondan sonrası hiç beklediğim gibi gerçekleşmedi. Ben aşırı ciddi ve stresli bir mülakat hayal ederken karşımda en az benim kadar güler yüzlü iki hanımefendi buldum ve diyebilirim ki o bir mülakattan çok bir sohbet buluşmasıydı. Beni o kadar rahatlattılar ve o kadar tatlı insanlardı ki kapıdan çıkarken sohbetimizin bittiğine üzülmüştüm. Tek bir problem vardı bir kaç soruya cevap verememiştim. Bu nedenle asıl umutsuzluğum işte bu mükemmel günün ardından başladı. Her sorana "Yok olmadı cevap veremedim sorularına." diye cevap verdim. İçimde ufak bir umut vardı tabii ama hiç inandırıcı değildi. Baştan beri dikkat ettiniz mi bilmiyorum hep 1 hafta 10 günde haber verdiler. Bu sefer 1 hafta bekledimmm, 2 hafta bekledimmm... Yok. Taa kii geçtiğimiz Çarşamba gününe kadar: 21.01.2015. An itibariyle benden mutlusu yoktu. Bilen bilmeyen herkesi aradım "Kazandım!" diye bağırdım. 2 sene boyunca hem eğlenecek hem kariyer yapmaya herkesten bir adım önde başlayacağım. Yepyeni, her yerden gelen arkadaşlara ve çok kıymetli danışmanlara sahip olacağım. Şimdi Şubat ayında gerçekleşecek olan tanışma toplantısı için haber bekliyorum.
I am a hero!
NOT: Biraz uzun oldu farkındayım fakat bu kadar ayrıntıya benim süreç içerisinde ihtiyacım olmuştu, umarım sizin de işinize yarar.
-G